Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in zorla kaybedilmiş olabileceğinden endişe ediliyor
2016’daki darbe girişiminden sonra görevinden ihraç edilen eski Başbakanlık Raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit, 29 Aralık 2020’den beri kayıp. Küçüközyiğit’i bulmaya yönelik çabaları sonuçsuz kalan ailesi, onun kaçırıldığını ve zorla kaybedildiğini düşünüyor. Yetkililer, Küçüközyiğit’in resmi olarak gözaltında bulunmadığını belirttiler. Türkiye yetkilileri, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in nerede tutulduğunu belirlemek için hızla soruşturma yapmalı ve acilen ailesini bilgilendirmelidir.
Ek Bilgi
Hüseyin Galip Küçüközyiğit Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından Başbakanlık Raportörlüğü görevinden ihraç edilen eski bir kamu görevlisi. Küçüközyiğit 2018’de ve Mayıs 2019’da yargılandı ve Türk Ceza Kanunu Madde 314/2 gereğince ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan altı yıl üç ay hapis cezasına mahkum edildi. Mahkumiyet kararının ardından, altı ay tutuklu yargılandığı cezaevinden adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Karara yapılan itiraz, mevcut durumda Bölge Adliye Mahkemesi’nde sonuçlanmayı bekliyor. Küçüközyiğit, zorla kaybedildiği düşünülen tarihte Ankara’da çevirmenlik yapıyordu ve Kocaeli’nde yaşayan iki çocuğuyla her gün iletişim halindeydi.
Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in kızı Uluslararası Af Örgütü’ne babasından haber alamamanın olağandışı bir durum olduğunu söyledi. 31 Aralık’ta Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili birimine babasının kaybolduğunu bildiren Nursena Küçüközyiğit daha sonra Ankara’ya gitti ve babasının Ankara’da çalıştığı ofis binasına ait kamera görüntülerini edindi. Görüntüler, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in 29 Aralık’ta binadan çıktıktan sonra takip edildiğini gösteren bulgular içeriyor. Nursena Küçüközyiğit, babasının kaybolduğu tarihten bu yana üç kez üç farklı polis ekibi tarafından kendisine babasının arabasıyla ilgili çelişkili bilgiler verildiğini belirtti. Aracın yeri ise halen tespit edilemedi.
Türkiye’de 1980’ler ve 1990’lar boyunca yüzlerce zorla kaybetme vakası yaşandı. Son yıllarda bu vakalar nadir görülüyordu ancak 2019’da en az altı kişi –Salim Zeybek, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen– zorla kaybetme kapsamına girebilecek şekilde kayboldu. Kaybolmalarından aylar sonra bu kişilerin Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Mücadele Şubesi’nde tutulduğu anlaşıldı. Bazıları daha sonra mahkemede hangi koşullarda zorla kaybedildiğini anlattı. Şubat 2020’de Gökhan Türkmen 271 gün boyunca kötü muameleye, işkenceye ve tehditlere maruz bırakıldığını, yapay bir ışığın devamlı yandığı kapalı bir yerde tutulduğunu, dayanılmaz derecede uzun süreler boyunca ayakta durmaya zorlandığını ve kendisine çok az yemek verildiğini ifade etti.
Zorla kaybetme nedir?
Zorla kaybetmeye maruz bırakılan kişiler, sonradan bu kişileri alıp götürdüklerini inkar eden veya bu kişilerin nerede olduklarını söylemeyi reddeden devlet görevlileri (ya da devletin onayı veya göz yummasıyla hareket eden kişiler) tarafından tutuklandıktan, gözaltına alındıktan, alıkonulduktan veya başka bir şekilde özgürlüklerinden mahrum bırakıldıktan sonra ortadan kaybolan kişilerdir. Zorla kaybetmeler bazen silahlı muhalif gruplar gibi devlet dışı silahlı aktörler tarafından da gerçekleştirilebilir. Her halükarda zorla kaybetme uluslararası hukuka göre suçtur. Her ne kadar Türkiye, Herkesin Zorla Kaybedilmeye Karşı Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeye taraf olmasa da Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere zorla kaybetmeyi yasaklayan diğer insan hakları sözleşmelerine taraftır ve bu sözleşmeler ile uluslararası teamül hukuku Türkiye açısından bağlayıcıdır.
Siz de mektup göndermek için tıklayın.
Kaynak:https://amnesty.org.tr/