Yabancı Aktivist, Gazeteci ve Siyasetçiler: ”Erdoğan Rejimi Mağdurlarının Yanındayız”

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Costas Mavrides, Türkiye’de yargı gücünün, hükümetin kendi siyasi arzularını dayatmak için kullandığı bir enstrüman haline geldiğini, ülkeyi gaddar bir rejimin yönettiğini ve insanların adil bir yargılanma ümidinin kalmadığını söyledi.

Fransa’nın Strazburg şehrinde, Peaceful Actions Platformu’nun öncülüğünde düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı adalet yürüyüşüne dünyanın farklı ülkelerinden aktivist, gazeteci ve siyasetçiler de hem bizzat katılarak hem de gönderdikleri mesajlarla desteklerini duyurdu.

Alanda kurulan ekranlardan yayımlanan mesajlardan bazıları şöyle:

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Costas Mavrides:

”Bölgemizde bir ülke var ve orada gazeteci, akademisyen olmak öyle tehlikeli ki kendinizi bir anda hapiste bulabilirsiniz. Orada bir Kürt olarak veya daha da basiti demokrasi ve adalet taraftarı bir insan olarak kolaylıkla terörist veya hain olmakla suçlanabilirsiniz. Bölgemizde bir ülke var; orda yüzlerce kamu çalışanı adil yargılama olmadan işlerinden atılmışlardır. Bölgemizde bir ülke var; orda milletvekilleri hapse atılıyor ve seçilmiş belediye başkanları görevden alınıp ‘rejimin piyonları’ ile yer değiştiriliyor. Bölgemizde bir ülke var; orda yargı gücü, hükümetin kendi siyasi arzularını dayatmak için kullandığı bir enstrüman haline gelmiş. Bu ülke Türkiye, gaddar bir rejimin yönettiği ve insanların adil bir yargılanma ümidi bile olmayan yer. Sessiz kalamayız! Sessiz kalmak, Türkiye’de yaşayanlara ve tüm insanlığa karşı işlenen suçlara suç ortağı olmaya denktir.”

Kübalı insan hakları savunucusu ve uluslararası ödüllü Gazeteci Abraham Jimenez Enoa, ”Türk halkına seslenmek istiyorum. Özgürlükleri, hakları ve daha iyi bir gelecek için mücadeleye devam etsinler. Yaşasın özgürlük, yaşasın demokrasi.”

Venezuela Muhalefet Partisi Başkanı Leopoldo Lopez, otokratların birlikte çalıştığını belirterek, özgürlük ve demokrasi isteyenlerin de birlikte mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

Lopez, ”Bugün Strazburg’da Türkiye halkının ihtiyacı olan özgürlük için toplanan herkese gücümü ve umudumu göndermek istiyorum. Sizinle dayanışma içindeyiz ve sizin de Venezuela halkıyla dayanışma içinde olmanızı umuyoruz.” ifadelerini kullandı.

”AİHM MADDELERİ KARŞISINDA HERKES EŞİTTİR”

Havaii Pasific University’den Akademisyen, insan hakları Avukatı ve aktivist Joshua Cooper ise şunları kaydetti:

”AİHM maddeleri karşısında herkes eşittir. Ne yazık ki bugünlerde Türkiye’de bu hakların ihlal edildiğini biliyoruz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 75’inci yıl dönümünde tüm insanların bu beyannamenin 30’uncu maddesini ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tüm maddelerini kullanabilmesini sağlamak için sosyal devlet adına sizlerle dayanışma içindeyiz.”

”TÜRKİYE’DEKİ REJİM ALTINDA ACI ÇEKEN HERKESİ DESTEKLİYORUM”

Ukraynalı Gazeteci Irina Senelnik, otoriter ülkelerde özgür bir gazeteci olmanın her zaman tehlikeli olduğunun altını çizdi. Senelnik, ”Savaşta gazeteci olmak da tehlikelidir. Ukrayna’daki savaş sırasında Rusya sadece Ukraynalı değil yabancı gazetecileri de öldürmeye devam ediyor. Ukrayna’da 24 Şubat 2022’den beri devam eden savaşta 60’tan fazla gazeteci öldürüldü. Uluslararası örgütler bu konuda pasif kalmamalı çünkü ister Türkiye’de olsun ister Ukrayna’da herkes adalet ve özgürlüğe inanıyor. Eminim ki basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve insan hakları, özgür dünyanın temelidir. Basın özgürlüğü ve insan haklarını ihlali demokrasinin gelişimi açısından endişe verici sinyallerdir. Türkiye’deki rejim altında acı çeken herkesi, özellikle de hapisteki gazetecileri desteklediğimi belirtmek istiyorum. AİHM’i görevini yerine getirmeye ve bu ihlallere son vermeye çağırıyorum.”

”SESSİZLİK ZALİMİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRER”

Brüksel Frankofon Parlamentosu Başkan Yardımcısı Viviane Titelbaum, fiziksel olarak eyleme katılamadığını ancak Türkiye’de Erdoğan rejimi altında ezilenlere sesini duyurmak istediğini belirtti.

Titelbaum, ”Holokost’tan kurtulanların soyundan gelen biri olarak benim mirasım, ayrımcılık, baskı ve insan hakları ihlalleri karşısında sessiz kalmamaktır. Hukukun üstünlüğü ve adalet için mücadele etmek bizim sorumluluğumuzdur. Suçlardan, keyfi tutuklamalardan veya işkenceden sorumlu olanlarla yüzleşmeli ve onları kınamalıyız. Bir zalimin kurbanlarını asla terk etmeyin. Sesimizi yükseltmeli ve demokrasi için bir ses olmalıyız çünkü sessizlik her zaman zalimin ekmeğine yağ sürer. Hep birlikte sessizliği yenen o güçlü ses olmalıyız.”

Belçikalı Senatör Simone Susskind de Türkiye’de cezaevlerinde adaletsiz şekilde hapiste tutulan, hukuksal gerekçesi olmayan yargılamalarla mahkum edilen, düşünceleri gerekçe gösterilerek hapsedilen herkesle dayanışma içinde olduğunu bildirdi. Susskind, ”Rejimden farklı görüşte olan kadın ve erkeklerin kendilerini özgürce ifade edememeleri asla kabul edilemez.” dedi.

Duyurular

Dernières Nouvelles d’Alsace (DNA) Haber Sitesi : Strasburg’da Binler Adalet İçin Ses Yükseltti !

            ''Yağmura rağmen, üzerinde AİHM yazılı tişörtler giyen birçok gösterici,...

Adalet Buluşmasında Türkiye’deki İnsan Hakları İhlalleri Gündemde

2 Ekim 2024 tarihinde Strasbourg'da düzenlenen Adalet Buluşması,...

Avrupa’da İnsan Hakları İçin Kritik Eylem Çağrısı

  Avrupa'nın kalbinde, Avrupa'nın farklı ülkelerinden İnsan Hakları Dernek &...

BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’ndan Gazeteci Yazar Ali Ünal’ın Tutukluluğuyla İlgili Karar

Birleşmiş Milletler (BM) Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu (ÇG), yaklaşık...

Yeni Eklenenler